26 Şubat 2012 Pazar

Manevi değerler miniklere nasıl öğretilir?!



Küçük Serra”nın kahvaltı tabağı bin parçaya bölünmüş halde mutfak zemininde duruyor. Anne – babası ona bunun nasıl olduğunu sorduğunda, onlara ilginç bir hikaye anlatıyor: Yabancı bir çocuk mutfağa geldi ve tabağımı yere attı! Ebeveynler endişeli, acaba minik kızları bir yalancı olma yolunda mı?

Çocukların bazen anne – babalarının istedikleri gibi davranmamaları, onların potansiyel birer suçlu olduklarını göstermez. Çünkü her çocuk bir değer sisteminin içinde büyümeli ve yetişkinlerin olaylara yaklaşım biçimlerinden kendi tecrübelerini edinmeli. Genelde yalan söyleyerek karşılarındaki insanın düşünce dünyasına girmeye çalışırlar ve ne yazık ki küçük çocuklar tüm insanların kendileri gibi düşündüklerini sanırlar. Yaklaşık 4 yaşından sonra diğer insanlardan farklı düşünceler geliştirirler. Uzmanlara göre; bilinç bu yaşta oluşmaya başlıyor. Bundan dolayı çocukların ilk yalanlarının bu “roller oyunu”nun dönemine denk gelmesi bir tesadüf değil. Bu dönemde sadece başkalarının düşüncelerini benimsemekle kalmayıp aynı zamanda onların kişiliğine de bürünmeye çalışıyorlar. Baba – anne – çocuk dünyasında günlük olarak yaşananları daha sonra oyuncak ayılar, bebekler veya komşunun köpeği ile tekrar canlandırıyor ve bu yaşta uçsuz bucaksız bir hayal dünyasına sahip oluyorlar.

Çocukların ilk yıllarında sürekli onları eleştiren, zorla onları değiştirmeye çalışan ve onlara manevi değerler öğreten ebeveynlere ihtiyaçları yok. Çünkü istenilen sosyal düşünce ve davranış biçimini özümseyebilmek için kendilerini güvende hissetmeleri gerekir. Oldukları gibi sevildiklerini ve anlaşıldıklarını bilmeliler. Sürekli doğru olmayan davranışlarda bulunduğunu hisseden çocuk zamanla içine kapanır ve bir süre sonra artık erişilemez hale gelir. Bu, çocuğunuzun her şeyi yapmasına izin vereceğiniz ve üstüne bir de doğru olmayan davranışları için onu ödüllendireceğiniz anlamına gelmiyor.
Hemen tepki göstermeyin
Ebevenyler çocuklarına, yanlış bir şey yaptıklarında mutlaka uygun bir dille söylemeliler. Ancak yolunda gitmeyen şeyler için büyük hayalkırıklıkları yaşamak için henüz erken.
Anne – babaların, çocuklarının davranışlarının bir suç değil de, bir gelişme safhası olduğunu bilmeleri onları rahatlatır.
Her çocuk doğru davranmak ister. Hiçbir şey onun için anne – babası tarafından kabul görmek kadar önemli değildir. Tüm davranışlarını onları mutlu etmeye ve takdir almaya odaklar. Tabii buna karşılık onların hoşuna gitmeyecek her türlü eylemi de sakınır. Elbette bunların terbiyeli olmakla hiç ilgisi yok. Çünkü bu yaştaki çocukların davranışlarında henüz bir anlam mevcut değildir. Gelişim döneminin onlara getirdikleri çerçevesinde hareket ederler. Dünyaya karşı sınırsız bir merak içinde, elleri ile onu tanımak, ağızları ile onu kavramak isterler. İstenmeyen bir davranışın sonucunda gelen bir şaplağa veya başka bir cezaya karşı çocukta, davranışları ile annesinin elini bağdaştıran bir korku gelişir. Sonuç olarak, çocuk istenildiği gibi davranır! Ama onu anlayışla karşıladığınızı ve davranışını anladığınızı bu şekilde öğretemezsiniz.

Sizi örnek alırlar
İlk etapta anne – babanın oluşturduğu örnek, çocukların duygu ve düşüncelerini geliştiriyor. Otobüste giderken engelli bir kadının bindiğini görüp sizden yer istemediği halde yerinizden kalkıyorsanız, kişiliğinizi ortaya koymuş olursunuz. Bu davranış çocuğunuzun ileride yaşam biçimini belirlemesinde yardımcı olur. Elbette onun örnek alacağı tek insan siz değilsiniz, ama ilk yıllarında en önemli kişi siz olacaksınız. Düşünceleriniz ve davranışlarınız çocuğunuz tarafından özümsenir ve onda gelişir. Burada önemli olan ne kadar mükemmel olduğunuz değil, çocuğunuzun sizi gördüğü dünyada ne kadar dürüst ve tutarlı olduğunuzdur. İşte bu da onun görüp daha sonra benimseyeceği temel davranış biçimidir.
En iyi kriter sizsiziniz
• İlk yıllarda, düşündükleriniz ve hissettikleriniz çocuklarınız için yol gösterici olacaktır. Çocukların çok hassas antenlere sahip olduklarını unutmayın: Söylediklerinizle, demek istedikleriniz uyuşmadığında bunu kolayca anlayabilirler.
• Çocuğunuzu toz pembe bir gözlükle görmeye çalışın. Onun güzel yanlarına odaklanın, yolunda gitmeyen davranışlarını görmemeye çalışın. Sık sık ona, onu olduğu gibi sevdiğinizi ve kabul ettiğinizi gösterin. Manevi değerlerin temelini oluşturmak için, ona ilk yaşam yıllarında anlayış ve güven gösterin ve onu sınırsız sevin.
• Ona yetişkinlerin değerler sistemine alışabilmesi için zaman tanıyın. Çocuğunuzu sevdiğiniz ve dikkate aldığınız takdirde sizin davranışınızı örnek alacaktır. Onu döverek veya başka türlü cezalar uygulayarak ancak tam tersini elde edebilirsiniz.

• Önemli olan, manevi değerleri günlük yaşamınızda uygulamanız. Bir çocuk, ailesinde kimsenin diğerinin sözünü bölmediğini ve yanlış davranışların alay konusu olmayacağını görürse bu yaklaşımı benimser.

• Büyüdükçe çocuklar arkadaşlarından ve televizyondan da etkilenmeye başlar. Öğrendiği bazı davranış şekilleri sizin vermek istediklerinizle örtüşmeyecektir. Bundan dolayı bu tarz faktörlerin etkilerini azaltmaya çalışın.

Mesela, yerken besmele çekmeyi davranışa geçirmek için şu adımları kullanın:
1. “Yemeklerden önce ne söylememiz gerekiyordu” gibi cümlelerle hatırlatın.

2. Yetiştirmekte zorunda olduğunuz bir çocuğunuz olduğunu unutmayın ve bundan sonraki hayatınız da çocuğunuz büyüse de besmeleyi sesli olarak söyleyin. Anne ve babanın beraber hareket etmesi de çok önemlidir.

3. Sürekli yapmasını beklemeyip çocuğu sıkmayın. Her çocuğun farklı karakter olduğunu unutmayın.

4. Belirli aralıklarla teşvik edin ve davranışlarından sonra değişken aralıklarla ödüllendirin.


Çocuğunuza davranışlarını va Manevi değerlerini geliştirici hikâyeler okuyun.

3–6 yaş çocukları hikâye dinlemekten çok hoşlanırlar. Hatta bazen o kadar çok tekrar okumanızı isterler ki okumaktan sıkılırsınız. Bu yaşta anlatılan hiçbir şey çocuğun aklından ve kalbinden çıkmaz.

Çocukların istekli olmasını ve anlatılan her şeyi aklına ve kalbine kazımasını iyi değerlendirip yaşlarına uygun vermek istediğiniz her türlü bilgiyi verin ve verdiğiniz bilgileri davranışa dönüştürün.

Çünkü 7–8 yaşından sonra anlatmak isteseniz de sizi dinlemezler, dinleseler de öğrendiklerini davranışa dönüştürmezler.


Dikkat etmeniz gerekenler
1. Okul öncesi eğitimde masalların ve hikâyelerin rolü çok büyüktür. Fakat okuyacağınız hikâyenin çocuğun yaşına uygun olmasına dikkat edin. Zamanından önce verilen bilgi çocukları olumsuz etkiler.
2. Kırtasiyelerde satılan resimli 3–6 yaş arası için satılan dinî hikâyelerden ve davranış eğitim setlerinden temin etmeye çalışın. Çocuklar, kitaplardaki kahramanların yaptıklarından etkilenir ve kendisi de yapmaya başlar.
3. Üç ve dört yaşındaki çocuklar uzun cümleler kuramazlar ve uzun kurulan cümleleri anlamazlar. Alacağınız hikâye kitaplarının kısa basit cümleli ve bol resimli olmasına dikkat edin.
4. Bu yaştaki çocuklar kitaptaki resimlerle anlattıklarınızı beyinlerine alırlar ve hikâyeyi okuyormuş gibi yaparak anlatırlar.

Bazı Örnek Hikayeler:
http://duahayattir.blogspot.com/2012/02/dini-hikayeler.html 


Kaynak:ailemveben.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder