23 Şubat 2012 Perşembe

BULUĞ ÇAĞI YAŞA MI İŞARET EDER, RUHSAL OLGUNLUĞA MI?


Evlilik yoluyla ilgi görme, toplumsal bir statü kazanma isteği ve aşkın büyüsü özellikle 15-16 yaşlarındaki gençleri cezbeder.

Bu gençler en çok da bir “
ideal” sahibi olma konusunda zorluk yaşamaktadır. Maddi, manevi, Ruhsal Yönden geliştirme gibi ileriye dönük tasarımlardaki boşluklarını evlenme hevesi doldurur.
Evliliği kısa yoldan hayata atılma,
değer görme,
statü kazanma aracı görürler.
Maddi, manevi, Ruhsal Yönden Kendini yetiştirmeyi, kendine yatırım yaparak gelişmeyi bırakabilir, evlilik diye tutturur,
aşkın büyüsüyle ailelerine baskı yaparlar.

Evlilikten, eşinden beklentilerin nelerdir?
Çocuk yetiştirme hususunda neler biliyorsun?
” sorularıyla karşılaşınca gerçeklerin farklı olduğu ayrımını görseler de ayılamazlar.

Medeni hukuka göre gençler ancak 18 yaşını bitirdikten sonra evlenebilir.
Dinimizin belirttiği olgunluk kriteri de benzer yaşları işaret eder.
Evlilik yaşı “
buluğa erme” ifadesiyle anlatılır.
Evlenme yaşının alt limitinde “
reşid” olma ve “buluğ” önemlidir ancak her genç için bu kriter yeterli midir? İşte asıl mesele budur.
Reşit olmak, hukuki anlamda kişinin erginliğe erişmesidir.
Kişilerin kendi davranış ve işlemleri ile kendi adına haklar ve borçlar meydana getirebilme olgunluğuna reşit (ergin) olmak denir. 
Reşit” kelimesinin diğer anlamları ise,
doğru yolu tutan,
iyi hareket eden ve
akıllı olan gibi vasıflar içerir. 
Reşid olan kişide aranan kriterler başka bir tanımlamaya göre;
Irzını, Namusunu koruyan,
işlerini düzgün yürüten,
malını koruma konusunda dikkatli olan,
gereksiz harcamalardan ve
israftan sakınan
gibi aklı başında bir kişiden beklenebilecek davranışlardır.
Dolayısıyla buluğ döneminde olan ve evlenmeyi düşünen bir gençte karakter ve ruh olgunluğu bakımından bu özellikleri de aramak yerinde olur. 
Dr. Dilaver Selvi’nin yorumu konuyu etraflıca açıklamaya yetiyor.
Selvi, “Bir gencin evlilik çağına geldiğini düşünmek için onda
‘buluğ’,
‘küfüv’ (denklik) ve
‘kabiliyetlerinin’in gelişmiş olması şartını aramak gerekir
” diyor. 
Ayrıca Dr. Selvi, buluğ çağına gelen çocukta fiziki olgunluk kadar ruh olgunluğunun da bulunması gerektiğini belirterek evlilikteki 3 ana unsura vurgu yapıyor:
Bunlar;
evlenecek gençlerde,
kız açısından
annelik,
ev idaresi ve
vücudun çocuğu taşıyabilecek güç ve olgunluğa erişmesidir.
Gençlerin karşılaşacağı en büyük sorun evlilik yoluyla dahil olacağı ailenin kültürüne, çevresine uyum sağlayabilmeleridir. 
Kişi bu konularda uyumu gerçekleştirdiğinde evlilik ve çocuk eğitimine ilişkin kabiliyetleri de gelişecektir. 
Kültürel uyum ancak gençler arasında denklik yoluyla sağlanabilir.
Eğer genç bünye-eğitim ve çevre itibarıyla evlilik yükünü taşıyamayacak durumdaysa ona evlilik tavsiye edilmez.
Gençlerin çocuk eğitimiyle ilgili donanımı hususunda ise Selvi,
kadının çocuğun bakımıyla ilgili mesuliyetine,
erkeğin de çocuğun ve kadının geçimini temin ile birlikte çocuğun eğitiminden sorumlu olduğuna değiniyor. 
Buluğa erdi diye evlenebilecek gözüyle bakılan 15-16 yaşlarındaki çoğu günümüz gencinde bu ideal özellikleri bulmaya çalışmak hayli güç. Bu yaşlarda evlendirildikleri takdirde evlilik uyumu ve sorumluluklarında aile büyüklerinin yapıcı tutumlarına büyük ölçüde ihtiyaç duyuyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder